Pandemi dönemi, bireysel yaşamdaki sosyal hayatlar kadar iş dünyasında da pek çok değişime yol açtı. Peki pandemi döneminde iş dünyasında ne gibi değişiklikler meydana geldi? Çalışma kültürü pandemi öncesinde nasıldı? Pandemi sonrası çalışma kültürü nasıl bir değişime uğradı? Bundan sonra iş dünyasını neler bekliyor? Tüm bu soruların yanıtlarını araştırdık.

Çalışma Kültürü Nedir?

Çalışma kültürü, bir iş ortamındaki düzeni sağlayan ve yansıtan davranış, tutum, düşünce ve inançların bütününe denilmektedir. Çalışma kültürü, şirketin ya da işverenin tüm çalışanlarını ortak bir paydada birleştirir ve herkes için geçerlidir. Bir çalışanın iş yerindeki ihtiyaçlarının, refahının sağlanması, yükselmesi ve farklı görev tanımları verilmesi çalışma kültürüne uyumluluğu ile ölçülmektedir.

-Bu zamana kadarki çalışma kültürümüz (Türkiye)

Türkiye’nin bu zamana kadarki çalışma kültürüne bakıldığında adeta bir deyim haline gelen “sabah dokuz akşam beş” çalışma tarzı dikkat çekmektedir. Memuriyet yaşantısına atıfta bulunan bu tabirde, belirli mesai saatleri içerisinde ofis düzenindeki çalışma kültürü Türkiye’nin pandemi sürecine kadarki iş stilini yansıtmaktadır.

Değişen Çalışma Kültürü

Pandemi ile birlikte değişen çalışma kültüründe en dikkat çeken detay şüphesiz ki dijital dönüşüm oldu. Çoğu şirketin ofis düzenini terk ederek home office ya da remote çalışma diye tabir edilen sisteme geçmesi, teknolojinin ve internetin varlığının önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

-Şirketler nasıl karşıladı?

Tüm dünyanın kendini bir küresel pandeminin içerisinde bulmasıyla birlikte hızlı bir geçiş süreci de başlamış oldu. Bu hızlı geçiş süreci, değişimi destekleyen ihtiyaçların da hızlı bir şekilde öğrenilmesine ve adapte olunmasına zemin hazırladı.

Çoğu şirket ofislerine geçici olarak kilit vurdu. Geçici olduğu kadar pandemiden bağımsız olarak ilerleyen süreçte de evden çalışma sistemine devam edeceğini açıklayan kurumlar ise dikkat çekti.

Home office düzenine geçilmesiyle birlikte ofislerdeki iş bilgisayarı gibi yardımcı malzemeler çalışanların evlerine gönderildi. Bazı şirketler ofisten uzak geçirilen bu süreçte çalışanlarına desteklerini hissettirebilmek adına yemek ücretine ek olarak internet ve elektrik gibi ödemelerde de destek olarak takdir topladı.

Öte yandan kurumsal birliğin ve şirkete bağlılıkların zedelenmemesi adına toplantılar bir nebze daha sıklaştı. Daha uzun süren ve daha sık aralıklarla gerçekleştirilen online toplantılar şirketlerin ve çalışanların hayatlarının merkezi haline geldi.

-Çalışanlar ne istiyor?

Pandemi sürecinde çalışanların en büyük arzusu kendilerinin ve çevrelerindeki insanların sağlık açısından güvenliklerinin sağlanması oldu. Çalışanlar bunun için en iyi çözümün remote çalışma düzeni olduğunun daima bilincindeydi.

Çalışanlar ayrıca pandemi sürecinde tüm haklarının korunmasını istiyor. İş verenler ya da iş birliği yapılan kişiler tarafından “Nasılsa evde ve müsait” gibi bir yanılgı ile mesai saatleri dışında iş nedeniyle rahatsız edilmek ise çoğu çalışanın en korkulan kabusu diyebilmek mümkün.

Bundan sonrası nasıl olacak?

Pandemi belirsizliği ve tüm dünyada yer yer yükselen, yer yer ise düşen vaka sayıları bundan sonra neler olacağı konusunda da büyük bir soru işaretini beraberinde getiriyor. Bazı şirketler aşılanmayla birlikte ofis düzeninde çalışmaya dönerken, evden çalışma sistemine devam ederek önlemleri elden bırakmayan kurumların sayısı da yadsınamaz.

Yeni Dünya Düzeni

Yeni dünya düzeninde iş tanımının yalnızca “iş yeri/ ofis” çerçevesinde olmaması en dikkat çeken detaylardan. Yeni düzen ile birlikte gereken materyallerin olduğu her yer iş yeri yani çalışılan yer olabilir ve iş verenlerin bunu saygıyla karşılaması çalışanlar için oldukça motive edici bir unsurdur.

Özellikle metropol şehirlerde iş yerlerine gitmek üzere yıllardır saatlerce trafikte ve toplu taşıma araçlarında vakit geçirmek zorunda kalan milyonlarca çalışan, yeni dünya düzeninde remote çalışma sisteminin kalıcı olmasını ümit ediyor. Böylece kalabalık ofislerde kullanılan ve zaman zaman boşa giden elektrik, su, ısıtma ve havalandırma gibi enerjilerin de daha fazla israf edilmediği bir çalışma düzeni amaçlanıyor.