Toksik Pozitiflik Nedir? 

“Toksik pozitiflik nedir?” sorusuna cevap vermek için öncelikle iki kavramı ayrıştırmak gerekir. Pozitiflik ve olumlama akımı, son zamanlarda bireylerin özel hayatını kaplayan kavramlardır. Bu kavramları benimseyen kişiler, pozitif bakış açısı sayesinde her şeyin iyi tarafını görmeye gayret ederler. Bu gayret sonucunda daha temiz bir zihne ve yüksek duygu durumuna sahip olmayı hedeflerler. Pozitiflik, bir noktaya kadar doğru ve son derece faydalıdır. Ancak her şeyin olduğu gibi pozitifliğin de fazlası zarardır.

Toksik ise Türkçe ifadeyle “zehirli” demektir. Öyleyse toksik pozitiflik, zehirli olumluluk demektir. Az önce sözü edilen fazla ve dolayısıyla zararlı olumlamalara toksik pozitiflik denir. Çünkü istisnasız her durumu pozitif yönde değerlendirmek zihnin ve duyguların doğasına aykırı olduğu için bireye iyi gelmez. Bilakis zehir saçmaya başlar. 

Toksik Pozitiflik Neden Zararlıdır? 

Toksik pozitiflik, kişinin gerçek sorunları görmesini engeller. Her kötü durum, olay veya kişiyi olumlu değerlendiren bireyler, tehlikeleri fark edemez. Riskleri değerlendiremez ve kendilerini savunmasız bırakırlar. Çözülebilecek çok basit bir sorunun göz ardı edilmesi, onun daha çok büyümesine neden olabilir. Zehirli olumlama yapan bireyler, pozitifliği büyütmek isterken hayatlarındaki negatif ögeleri çoğaltabilir. 

Ayrıca bu yöntem sonucunda pozitif kalmak için bastırılan negatif tepkiler, yani atılması gereken toksinler, zihinde birikmiş olur. Birikmiş zehirlerin kendini ne zaman kusacağının belli olmaması, dengelerin aniden sarsılması riskini taşır. Kişi, zihinsel bulanıklıktan psikolojik sorunlara kadar uzanan bir yan etki listesiyle karşı karşıya kalabilir.

İş Hayatında Toksik Pozitiflik Kendisini Nasıl Gösterir?

Toksik pozitiflik, yalnızca bireylerin özel hayatında yer almaz. İş dünyasında da bu kavramın büyük önem taşıdığı görülür. Örneğin pozisyonundan memnun olmayan bir çalışanın en azından bir işi olduğu bilinciyle harekete geçmemesi, hak ettiğini alamamasına yol açar. Şirketin kötüye giden raporlarının çeşitli bahanelerle geçiştirilmesi, firmayı iflasa sürükleyebilir

Her davranışı olumlu algılamak, yöneticilerin ve diğer elemanların birbirlerine karşı sergiledikleri tutumları geliştirme ihtiyacını ortadan kaldırır. Bu ihtiyacın kalkması, çalışanların iletişim ve ilişkilerini iyileştirmelerine engel olur. Toksik pozitifliğin iş hayatında kendini gösterdiği bir diğer durum da aşırı motivasyon çabasıdır. Ekip üyelerini motive etmek için sürekli olumlu cümleler kuran bir yönetici, gerçekliğini kaybeder. Çalışanların gözünde güvenirliği sarsılır. Üstelik gerçek motivasyon cümlelerinin de anlamını yitirmesine yol açar.

İş hayatındaki zehirli olumlamaların sonucunda gerçekçi olmayan beklentiler ortaya çıkabilir. Çalışanların çok başarılı, şirketin gayet iyi durumda olduğunun düşünülmesi, yüksek hedefleri beraberinde getirir. Bu yüksek hedeflere ulaşılamaması durumunda tüm ekipte motivasyon ve değer kaybı yaşanacağı gibi şirket bütçesinde de açıklar oluşabilir. Doğru olan, durumları objektif değerlendirerek hatta en kötü ihtimale göre hazırlanarak gerçekçi hedefler belirlemektir. Bu gerçekçi hedefleri de küçük adımlara bölerek başarıya ulaşmak ve gerçek pozitiflik yaşamak mümkündür.

Toksik Pozitiflikle Başa Çıkma Yöntemleri

Her şeyden önce, toksik pozitiflikle başa çıkmak için onu tanımanız ve fark etmeniz gerekir. Gerçekliğin farkında olma, yapıcı eleştirileri kabul etme, iletişimde açıklık ve kendi sınırlarını belirleme de toksik pozitiflikle başa çıkma yöntemleridir. Öncelikle sahip olduğunuz değerlerin farkına varmakla her şeyi iyi görmek arasındaki ayrımı oturtmanız gerekir. Bu da durumlara çift taraflı bakmanız demektir. 

Örneğin ekip üyeleriniz bir işte başarılı olmadı. “Benim ekibim her zaman başarılıdır. X firması olmasaydı biz kazanırdık.” gibi sahte olduğunu bildiğiniz ifadeleri kullanmayın. “Ekibim hiçbir işi beceremiyor” diye de düşünmeyin. “Ekip olarak bu işte umduğumuz başarıyı gösteremedik ancak pazarlama konusundaki eksiklerimizi öğrendik” cümlesi, size yardımcı olacaktır.

Leave a Reply